
Sevdiği şarkıları bir kasede kaydetti. Verdiği karar, ona göre bir cesaret göstergesiydi. Ailesinin özellikle annesinin baskısı, bu kararında etkili oldu. Kızı için hedefleri, hep en yükseklerde tutan anne, başarıyı etiketleyenlerdendi. İsmi büyük bir üniversite, kendileri gibi maddi geniş bir ailenin oğluyla iyi bir evlilik, yüksek mevkili bir iş, Avrupalara sık seyahatler… Böyle olmalıydı biricik kızı Yaseminin hayatı. Bu hedefleri belirlerken kızına sormuş muydu? Kızı yasemin, kendisine sorulduğunu hiç hatırlamıyordu. Yasemin, kendisine en doğru gelen kararı verdi. Kasedi yanına alıp; arada görüştüğü o yaşlı şairle görüşmeye gitti. Uzun uzun konuştu, şiirlerini sevdiği şairle. Ayrılırken kasedi verdi, şaire. Yaşlı şair o an için kasedin ne anlama geldiğini anlayamadı. Ta ki eve varana kadar. Seçilmiş şarkılar neşeli şarkılardan oluşturulmuştu ama Yasemin’in kasedi vermesinde bir gariplik vardı. Hissetmişti yaşlı şair: bu kız kötü bir şeye kendini hazırlıyordu.

İki gün sonra o yaşlı şair gazetelerde Yaseminin haberini okuyacaktı. sonraları, Yasemin’in arkadaşlarından detayları öğrenecekti: “…18 yaşında olduğu tespit edilen Yasemin K. kesin ölümle sonuçlanacak bir şekilde Boğaziçi Köprüsü'nden atladı. Balıkçıların bulunduğu yere düşen Yasemin kurtuldu, kaburga kemiklerinde kırıkların olduğu tespit edilen yasemini üstündeki montun paraşüt görevi görmesi kurtardı…” Üniversite imtihanlarına hazırlanan lise öğrencisi Yasemin’in, anne ve babası on yıl önce ayrılmış. Tek korkusu, üniversiteyi kazanamamak. Bu korkusunu ölümle yenmeye çalışırken, balıkçıların yardımıyla… Haberin detaylarını alan yaşlı şair, o genç kızı fikrinden vazgeçirmek için neden bir şey yapamadığını düşündü.

Yaşlı şair düşündü: bu intihar hazırlığına değil ama sonrasına daha önce şahit olmuştu. Yıllar yıllar öncesinde hayatına giren kadınlardan iki tanesi intihara kalkışmıştı. Biri Yeşilçamın parlak dönemlerindeydi. Diğeri Ankara’daki yaşantıdan sonra yerleştiği yorgun İstanbul yıllarındaydı. Onların intiharlarını düşündü. Onlar intihara öyle bir hazırlanıyorlardı ki; hem birilerine intihar edecekleri haberini veriyorlar ve hem de nasılsa haber verdikleri tarafından kurtulabiliyorlardı. Hem ikisinin intihar girişimleri bir defa da kalmıyor hayat onları sıkıştırdı mı intihara sığınarak; hayatı, ilişkileri yola koymaya çalışıyorlardı. Bir yerden sonra, çaresiz kaldıkları her an, intihar girişimi onlarda alışkanlık halini almıştı. Ancak bu kızcağız çok küçüktü ve niyeti gerçekten intihar etmekti. Kör bir gençlik cesaretiyle intiharı, meydan okumaya sayıyordu üstelik. Halbuki intihar etmek yaşlı şaire göre korkaklıktı. Keşke bunu daha önce o küçük Yasemine anlatmış olsaydı. Neyse ki kurtulmuştu. “Fakat” dedi yaşlı şair kendi kendine, “bir kere intihara girişen bunu hayatında tekrarlar” . Daha önce görmüştü, böyle oluyordu.
Yasemin tekrar üniversiteye hazırlandı. İstanbul dışında bir üniversiteyi kazandı. Eskisinden daha çok gülüyor, hayatın tadını çıkarmaya uğraşıyordu. Bunu da gördü o yaşlı şair. Arada Yaseminin arkadaşlarından onunla ilgili haberleri aldıkça: “Umarım o korkaklığı bir daha tekrarlamaz” temennisinde bulundu, sessizce.
Sakın, Yapma Sinead! Sakın, Yapma!...

Ünlü şarkıcının Twitter mesajı hayranlarını şoke etti...
Senelerdir manik depresyonla mücadele eden ve bipolar bozukluk teşhisi koyulan şarkıcı Sinéad O’Connor, anne olmakla başa çıkamadığını söyledi.
Sosyal paylaşım sitesi Twitter’a ölmek istediğini yazan şarkıcı,Irish Mail gazetesine problemlerini anlattı.'Nothing Compares To You' şarkısıyla ünlenen İrlandalı şarkıcı altı yaşındaki oğlu Shane'e bakamadığını söyleyerek, "Sosyal hizmetler müdahale ederse oğlumu verebilirim" dedi.
Bundan 10 sene önce intihara kalkışan O’Connor, tecrübesine atıfta bulunarak “Bu bir insanın yapabileceği en bencil hareket. Arkada bırakacağınız insanlara çektirdiğiniz acının haddi hesabı yok” dedi. Geçtiğimiz gün Twitter’da yazdığı cümleyi içindeki hüsranı açığa vurup rahatlamak için olduğunu söyledi: “Birçok insanın aklından ölüm geçiyor. Bundan utanmamak lazım” dedi. 10 sene önceki intihar teşebbüsü sonrasında çocuklarından birinin sosyal hizmetler tarafından alınması gündeme gelmişti.
Bu bir haber. Sesine hayran olduğum bir şarkıcıya dair son haber. Sinead O’connor’ın onca protest tavrından sonra, bu sözlerini ve intihar niyetini yadırgadım ve yargıladım. Kimileri yaşam mücadelesi verirken intihar etmek lüksünü, ‘ölüme meydan okumak’a yoranlar arkada bırakacaklarını düşünmeyerek bencillik etmiyorlar mı?
Ne dersiniz, hayata meydan okumak mı, cesaret istiyor; ölüme meydan okumak mı?